Tek tek ele alalım..
Fenerbahçe kadrosunda oynayan hatta yedek kalan
ve hatta kadro dışı kalıp gönderilenleri..
Alt alta yazalım..
Hatta en başa İslam Slimani’yi yazalım..
Sezon başında Türkiye’ye herhangi bir takıma
transfer olacağı söylense hangi takımın taraftarı “hayır” derdi Slimani’ye?
Hatta bir adım daha ileri gidip şu soruyu
sorayım ; Slimani sezon başında Fenerbahçe’ye gelmeseydi ve Fransa’da Ligue 1
takımlarından birinde rotasyon oyuncusu olsa, Galatasaray devre arasında
transfer etse kim burun kıvırırdı?
Peki Valbuena?
Fransız futbolunun
tartışmasız en yetenekli isimlerinden biri olan bu adama kim hayır derdi?
Benzia, bugün Fenerbahçe’de olmasaydı ve
Fenerbahçe’ye devre arasında transfer olacak dense kim istemezdi?
Ya da yerli kontenjanından Mehmet Topal gibi bir
futbolcuyu, Harun gibi bir kaleciye hangi hoca ya da hangi takım hayır der ki?
Soldado gibi kaliteli bir ayak varken hangi
kulüp gol sorunu yaşayabileceğini ön görebilir ki?
Skertel tecrübesinde bir stoper, Jailson gibi
dinamik bir orta saha, yetenekleri tartışmasız bir Mehmet Ekici ve tabi genç ve
çok yetenekli Ferdi Kadıoğlu, Elif Elmas, Barış Alıcı, Ertan Ersu gibi
futbolcuları kim takımında istemez?
Bütün bu sorular ve bu soruların cevaplarını
samimi olarak verdiğinizde ağırlıklı olarak ortaya çıkan sonuç Fenerbahçe’nin
kötü bir kadrosunun olmadığıdır..
İddia ediyorum ki Fenerbahçe kadro kalitesi
olarak ligin ilk 5 takımından biridir..
Buna rağmen bu kadronun bu kadar başarısız
olmasının nedeninin tamamen mental olduğunu düşünüyorum.
Ersun Yanal o kaybedilen mantaliteyi yerine
getirir mi?
Bu soruya cevap vermek çok zor..
Kabul edelim ki bugün Yanal’ın Fenerbahçe ile
şampiyonluk yaşadığı dönemdeki havası da yok.
Çünkü Yanal’ın Fenerbahçe sonrası denemeleri son
derece başarısız oldu.
Hocanın kendi açısından da bir yeniden doğuş
şansı olsa da şu an içinde bulunduğu durum, maalesef sıkıntılı bir takımda bu
zorluğun üstesinden gelebilecek psikolojiyi yakalayabileceği konusunda
tereddütlerim var.
Tablo çok iç açıcı değil maalesef.
Ama bir iki galibiyet Fenerbahçe için her şeyi
değiştirebilir.
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un hatalar yaparak
öğrenmeyi tercih ettiği sezon başlangıcının ceremesi biraz ağır olacak
Fenerbahçe için bu kesin.
Ama bu süreci atlatmak için daha büyük hatalar
yaparak takıma transferler yapıp mali tabloları da zora sokmanın anlamı yok.
Çok net bir gerçek var ki Fenerbahçe ligden
düşmez. Ancak sorun bu değil zaten.
Sorun, bu sezondan ne gibi bir artı çıkartılacak
ya da bu sezondan kalacak enkaz nasıl kaldırılacak.
Ayrıca bir de UEFA tehlikesi var ki Ali Koç her
ne kadar Avrupa’ya gitmemeyi göze alsa da Fenerbahçe’nin alacağı ağır bir ceza
başkanın vizyonuna ve Fenerbahçe’nin misyonuna da büyük zarar vererek
beraberinde büyük soru işaretleri de getirir.
Bu yüzden Fenerbahçe’nin sahadaki sonuçların
getireceği artı ve eksilerini yanı sıra, sağa dışında da akil ve sakin kalarak
stres yönetimini de doğru yapması lazım.
“Kulüp yönetmek holding yönetmeye benzemez”
diyenlerin bu tezlerinin altının tamamen boş olduğuna inanıyorum.
Zira dünyada bütün büyük Kulüpler CEO’lar
tarafından yönetiliyor ve hepsi birer holding gibi.
Hatta bugün Fenerbahçe gibi Kulüpler bir çok
holdingden daha zorlu ve büyük yapılar haline gelmiş durumda.
O yüzden bu başarısız tabloyu Ali Koç’un
acemiliğine falan da yormak saçmalık.
Kaldı ki Ali Koç, Türkiye’nin önemli
ailelerinden birinin mensubu olmanın yanı sıra Fenerbahçe yönetimlerinde uzun
yıllar görev yapmış son derece deneyimli de bir futbol yöneticisidir.
Fenerbahçe’de fotoğraf budur.. Fenerbahçe’yi
kurtaracak olan şey sakinlik ve akıldır.
Bugün panikle yapılacak her hamle yarın daha
büyük sorunları beraberinde getirir..